Değerli Okurlar!
Yeni bir sayı ile daha karşınızdayız. Bu sayımıza son günlerde Batı Trakya Türklerinin bastırdığı kitaplar damgasını vurmaktadır. Bunu kitaba ve kitaplaşmaya önem verdiğimiz için yapmaktayız.
Kitap bilindiği gibi bir toplumun hafızasıdır. Gelecekle geçmişi bağlayan, irtibatını sağlayan ve olayları değerlendirebilmeyi kolaylaştıran en büyük araçtır. Kitaba ve basına önem vermeyen toplumların geleceği ne yazık ki tehlike altındadır.
Batı Trakya Türk Azınlığı’nda kitap yayınlamak, sanki ışıksız çıkmaz bir sokağa bile bile girmek gibidir. İnsanların okumadığı sadece ve sadece eleştirdiği bir toplumun sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve geleceğe uzanması pek mümkün değildir; olsa olsa başka egemen toplumların kültürleri ile yaşamları biçimlenebilir.
Batı Trakya’da kitap konusunda son günlerde bir hareketlilik göze çarpmaktadır. Son bir ay içerisinde piyasaya sürülen tam dört kitap bunun kanıtı olmaya yeter artar bile. Belki de bu durum Batı Trakya Türkleri arasında bir rekordur.
Batı Trakya’da kitap basımını, kar amacı gütmeyen BAKEŞ – Batı Trakya Kültür Eğitim Şirketi- en asli misyon olarak üstlenmiştir. BAKEŞ bir yandan Batı Trakya Türklerinin hafızası olan arşivleri bir araya toplamakla güçlendirirken, öte yandan da yeni yeni yazarların ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. BAKEŞ’in belki de en önemli görevi budur. Ülkemiz Yunanistan’da yaşanan ekonomik krize rağmen BAKEŞ’in bu tür eğitim, okuma ve arşiv gibi faaliyetleri sürdürmesi takdire şayan bir hareket olduğu kadar, toplumumuz tarafından da desteklenmesi gereken bir davranıştır. Son günlerde BAKEŞ’in bastırdığı üç adet kitap bütün bu yazdıklarımızın ispatıdır.
Öte yandan Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği de kitaplaşma konusuna önem verirken, yapılan çalışmalara da desteğini sürdürmektedir. Öğretmenlerin eğitim, kültür ve dayanışmadan başka amaçlarının olmadığı bu şekilde ortaya koyulmaktadır.
BAKEŞ’in kitaplaşma, eğitim ve arşiv alanındaki çalışmaları tek başına ancak belli bir yere kadar ilerleyebilir. Diğer kurum ve kuruluşlarımızın da bu tür çalışmalara destek vermeleri gerekir. Özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı belediyelerimiz bu konuda çok hassas olmalıdırlar. Belediyelerimiz bugün öyle dizayn edilmişler ki, kültürel faaliyet yapmanız için bırakın kütüphaneyi, bir konferans salonları dahi yok! Örneğin 1940’lı yıllarda inşa edilen Şapçı belediyesinin altında 300 kişilik konferans salonu daha o yıllarda düşünülürken, daha dün inşa edilen Azınlık belediye binalarında ne yazık ki bu imkanlar yoktur! Ancak belediye başkanları isterlerse bu imkanları yaratabilir veya en azından yardımcı olabilirler.
Batı Trakya Türklerinin sivil toplum örgütleri, belediyeleri, müftüleri, milletvekilleri ve basını bir bütündür. Ancak bütünlüğün sağlanması için karşılıklı güven, eşitlik, hoşgörü ve saygı ortamının güçlendirilmesi gerekir. Bunlar sağlandığı zaman Batı Trakya’da bir çok faaliyetin yapılması hayal olmayacaktır. İşte ancak o zaman bizler, geleceğe daha fazla miras bırakmış olacağız.