YORUM

27.02.2024  

Yunanistan’da ekonomik kriz geçim derdine dönüşünce ve de eski klasik ürünler artık para yapmayınca, gençlerimiz daha iyi bir gelecek arama ümidiyle yaşam alanları olan köylerini terk ediyor ve Avrupa ülkelerinin yolunu tutuyorlar. Böylece köyler yavaş yavaş boşalıyor. Genç nüfusun olmadığı yerlerde de bir çok işi yapmak ve manevi değerlere sahip çıkmak zorlaşmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde Vaiz Selahattin Kesit ile birlikte Memkova köyünü ziyaret ettiğimizde hazin manzarayı bizzat gördük. Yaklaşık 10 yıl önce de aynı köye uğramış ve bir canlılığın olduğunu görmüştük. Memkova’da artık insan, hayvan sesinin yerini köyün içinden akan su sesi alıyor. Yanımıza gelen 55 yaşlarındaki bir köylüye “Bu insanlar nereye gitti” diye sorduğumuzda, sol tarafını göstererek, “Yaşlılar burada, gençler dışarıda” cevabını aldık; sol taraf ise mezarlıktı. Çok ilginç ve de net bir cevaptı.

Yine geçtiğimiz günlerde Çalabı ve Musacık köylerine gittik. Musacık köyü en azından tutunmaya çalışıyor. Çalabı köyü ise sessizliğe bürünmüş ve sadece iki ailenin yaşadığı ifade edildi. Köyde insan olmayınca da köyde ne çocuk sesi ne de hayvan sesi kalmış. Buna rağmen ezanmatikle okunan ezan dağları inletmeye devam ediyor. Köyün camisi kilitli olduğu için maalesef içini göremedik. Caminin minaresi ise perişan bir durumda, sıvaları dökülmüş, yakın zamanda tamir edilmezse belki de çok daha vahim bir duruma düşecek.

Ziyaret ettiğimiz köylerde, köy dışında olan mezarlıklardan Osmanlı dönemine ait kavuklu mezar taşları ya kırılmış, ya da alınıp bir yerlere götürülmüş. Yine bir çok Türk köyünün mezarlığı içinden yol geçirilmiş ve ikiye bölünmüştür. Buna en güzel örnek Eski Yuvacılı köyünü verebiliriz. Köylülerin anlattıklarına göre 1960’lı yıllarda bir gün köyün mezarlığına NATO askerleri gelmiş ve helikopterlerle Osmanlı mezar taşlarını alıp götürmüşlerdir.

Bu arada nüfusları az da olsa çok bakımlı mezarlıkların da olduğu köylerimiz vardır. Örneğin İskeçe’nin Mıkmıllı köyü gençleri son zamanlarda mezarlığı temizlemişler ve böylece atalarına karşı olan saygılarını yerine getirmişlerdir.

Mezar taşlarının hedef alınması bir tarihi, kültürü hazmedememe ve yok etme anlamına gelmektedir.Çünkü mezar taşları yerleşim yerlerindeki yaşam varlığımızın tapusu ve belgesi niteliğindedir. Bu yüzden mezar taşlarını korumalı ve gözümüz gibi bakmalıyız.

Temennimiz insanlarımızın yaşadıkları köyleri unutmaması, milli ve manevi değerlerine sahip çıkmalarıdır.