ULU ÖNDER ATATÜRK ANILDI

    Previous Next

    ULU ÖNDER ATATÜRK ANILDI

    Gümülcine, 10.11.2023

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Türk Milleti’nin unutulmaz lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrılışının 85. Yılında rahmet ve minnetle anıldı.

    Atatürk’ü anma törenleri Yunanistan’da da devam etti. Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğunda düzenlenen törene Batı Trakya Türkleri yoğun ilgi gösterdi.

    Törene; Tütkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal ve çalışanları, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa, İskeçe milletvekili Hüseyin Zeybek, yeni seçilen belediye başkanları; Erdem Hüseyin, Caner İmam ve Ahmet Kurt, BAKEŞ Başkanı Dr. Hüseyin Bostancı, DEB Partisi G. Başkanı Çiğdem Asafoğlu, sabık milletvekilleri Mustafa Mustafa ve Ahmet Hacıosman, Türk Azınlığın dernek ve birlik başkanlarının yanı sıra kalabalık bir soydaş topluluğu katıldı.

    Anma programı İstiklal Marşı ve bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Programın açılış konuşması Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğu ataşelerinden Can Serkan Altay tarafından yapıldı.

    Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde verilen kurtuluş Savaşı’nın sadece Türk Milleti’nin kaderini değiştirmediğini, dünyanın sömürülen ve esaret altında ezilen bir çok ulusuna da umut ışığı olduğunu belirten Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosluğu ataşelerinden Can Serkan Altay, “20. Yüzyılın en büyük lideri olara kabul edilen Atatürk’ün ebediyete intikali tabiatıyla tüm dünyayı fazlasıyla ilgilendiren bir olaydı. Bunun bir yansıması olarak Ata’mızın vefatı ertesinde bütün dünya basını onun kaybını okuyucularına aktarmışlar, dünya barışına yaptığı katkıları büyük bir hayranlıkla anlatmışlardır.

    Modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşsiz Atatürk, mücadelesi ve büyük idealleriyle bütün dünyaya örnek olmuş, dost ve düşman bütün ülkelerin takdirini kazanmıştır.

    O’nun düşünceleri ölümünden sonra da önem kazanmış, manevi kudreti ve fikirleri Türk Milleti’ne ve bütün dünyaya her zaman yol göstermiştir.

    O, Anadolu’da yeniden dirilişin ve kalkınmanın lideri olmuştur. Hayatını kaybetmiş bir devletin öz cevherinden, Türk milli şuurunu uyandırarak, bağımsızlık ve millet egemenliğine dayalı yepyeni bir devlet kurmuş, bu devletin sürekliliğini sağlamak için de çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmayı ve geçmeyi hedeflemiştir. Türk milli mücadelesinin arkasında, bütün dünyaya çok önemli bir gerçeği göstermiştir ki, bir millet inançla mücadele ederse, mağlup edemeyeceği hiç bir kuvvet yoktur...” ifadelerine yer verdi.

    Günün anlamını belirten konuşmayı ise Türkiye Cumhuriyeti Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal yaptı.

    “100. yaşındaki Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük devlet adamı, büyük komutan Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının yıldönümünde ülke olarak saygı, şükran ve özlemle anıyoruz.” Sözleriyle konuşmasına başlayan Başkonsolosu Aykut Ünal,

    “Bu büyük şahsın, Mustafa’yken, Mustafa Kemal’ken, Mustafa Kemal Paşa’yken, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yken, Mustafa Kemal Atatürk’ken eylemleri bize ışık tutuyor.

    İstikbalimiz için en sağlam temeli oluşturuyor.

    Ve ebediyette yankılanacak.

    Atatürk’ün en büyük eseri Cumhuriyet’i korumak ve ilerletmek, onu belli günlerde hatırlamak, törenlerle, şiirlerle ve konuşmalarla anmakla mı olur?

    Yoksa, kendisini örnek alıp mücadele, bilimsellik ve mantık ruhunda ve temelinde, gösterdiği hedefte milletimiz için çalışmak mı? Bu sorunun cevabı çok net.” Görüşlerine ifade etti ve konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Atatürk, meslek hayatına bir asker olarak başladı. İyi de bir askerdi.

    Piyadeydi. Bir ordunun en kalabalık birliklerini oluşturan piyade sınıfında ülkenin pek çok yerinden gelen askeri görmüş, tanımıştı. Toplumsal dinamiklere de çok hakimdi.

    Geçtiği yolları bir hatırlayalım:

    Çocuk yaşta yetim

    24 yaşında Şam’da

    28 yaşında Selanik’te, ülkeyi kurtarmak için oluşturulan ordunun Kurmay Başkanlığı’nda

    30 yaşında, rahat bir birlikte bulunmak yerine, emperyalizme karşı ve dönemin harp taktiklerine meydan okurken Trablusgarp’ta

    31 yaşında Balkan Savaşları’nda

    32 yaşında, çok farklı ama yine de çok başarılı olduğu, dehası ve çabasıyla perspektif kattığı Sofya Büyükelçiliği Askeri Ataşeliğinde,

    34 yaşında Çanakkale’de Tümen Komutanlığında ve şimdi General rütbesinde,

    35 yaşında Diyarbakır’da Kolordu Komutanlığında

    37 yaşında Suriye’de Filistin’de Ordu Komutanlığında

    38 yaşında kurtuluş ateşini yaktığı Anadolu’da

    Gerisini biliyorsunuz.

    Eserinin başında!

    Yetimdi; vatanı için mücadele ederken memleketini-Rumeli’yi, çok sevdiği Selanik’i kaybetti.

    Milli mücadele aşamasında görevinden alındı, tutuklanma kararı çıktı, sonra idam kararı çıktı.

    Milli mücadeleye inanmayan, anlamayan, hatta mücadele içinde yer alıp da bunu baltalamak, sonlandırmak için çalışanlarla da mücadele etti.

    Bu vesileyle de bozguncular için de şunu söyleyeyim: Allah bir insana halkını bölmüş olmak töhmetiyle toplumdan ayrı düşmek cezasını nasip etmesin.

    Şimdi düşünüyorum. Neden o ve neden küçük bir grup idealist? Çünkü vizyonerdi. Dehasını kullanmayı biliyordu.

    Potansiyeli harekete geçirebilecek kabiliyeti vardı.

    CESURDU. Geri adım atmadı.

    Konuşmamın başında demiştim, eylemleri bize ışık tutuyor. Bu kadar çok tecrübeyi, kısa sürede, genç yaşta edindi.

    Örnek almamız gereken ve bahane etmememiz gereken çok şey var.

    Kendi deyimiyle “vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şartlarını düşünmeyeceksin”.

    Büyük Atatürk’ü anlatmanın yolu sonsuz.

    Önemli olan anlamak. Örnek almak. Onun gibi görmek, onun gibi düşünmek, onun gibi eyleme geçmek. Onun sesi olmak. Eserini ilerletmek.

    Sözlerime son verirken, bu Büyük şahsı, mücadele arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyor, sabrınız için teşekkür ediyorum.”

    Please publish modules in offcanvas position.