Kendi ellerimizle yaktık dünyayı!

    Kendi ellerimizle yaktık dünyayı!

    Gümülcine, 23.08.2023

    YORUM

    Son günlerde tüm Akdeniz havzası yangınlarla mücadele ediyor.

    Ülkemiz Yunanistan ise bugüne kadar hiç görmediği felaketlerle karşı karşıya; insanlar, evler, arabalar, ağaçlar, ormanlar yanıyor ve gözümüzden kaçıp artık hayallerimizde yaşamaya başlıyorlar. Türkiye’de de durum bundan farksız. Her tarafı kara dumanlar ve is kokusu sarmış; adeta güneş gökyüzüne saklanmış, parlak yüzünü göstermeye fırsat bekliyor, ancak bir türlü dumanlar müsaade etmiyor.

    Peki dünya neden bu hale geldi? Kim suçlu?

    • Suçlu, yol kenarlarındaki kuru otları temizlemeyen ve olduğu gibi bırakan belediyelerdir!
    • Suçlu, köylerin etrafında en azından 150-200 metre tampon bölge oluşturmayan Eyalet’tir!
    • Suçlu, silahlanmaya harcadığı maddi imkanları insan hayatını korumak için harcamayan ve gerekli ekipmanları temin etmeyen devlettir!
    • Suçlu, insanın ta kendisidir. Evlerinin etrafını temizlemeyen ve “bana bir şey olmaz” mantığı ile hareket eden insanoğlunun ta kendisidir.

    Bütün bunların yapılabilmesi için insan mantığının değişmesi gerekmektedir. Bu da ancak eğitimle olabilecek bir durumdur. Almanya’da çalışan bir işçinin ülkesine döndüğünde plastik pet bardakları, çekirdek artıklarını ve sigara izmaritlerini yerlere atması, olayın kanunlarla değil de eğitimle olabileceğinin kanıtıdır. Bu çeşit insanların eğitimlerinin tamamlanması ise ne yazık ki çok uzun zaman almakta ve kısacası bir neslin geçmesi gerekmektedir.

    Bu arada eskiden Osmanlı Meclis-i Mebusanında yaşayan bir olayı da burada yazmadan geçemeyeceğim. Osmanlı meclisinde bir kanun teklifi sunulur. Teklifte, “yerlere tükürenlerden 1 kuruş para cezası alınmalıdır” denir. Mebusun biri kalkıp şu ders niteliğindeki cümleleri söyler: “Bu pis yerlere tükürmeyenlerden 2 kuruş ceza alınmalıdır.”

    Yangınlar sonrasında Eyalet ve belediyeler barınma yerlerini hizmete açtı. Gümülcine Türk Gençler Birliği ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin lokallerinin ve camilerin yangınzedelere açılması ilk defa oluyordu. Bütün bunlar takdire şayan hareketlerdir. Bu da bizlere felaketin büyüklüğünü gösteriyordu.

    Yine YTB Başkanı hemşehrimiz Sn. Abdullah Eren’in sosyal medyadan soydaşlarımıza ve Yunanistan’a geçmiş olsun dileklerini iletmesi insanlarımıza moral vermiştir. Bu arada Türkiye de devlet olarak Yunanistan’a yangın söndürme uçağı gönderme talebinde bulunmuş, ne yazık bu talebe şu ana kadar cevap verilmemiştir. Bunun yanında Edirne Valiliği de her tür yardıma hazır olduklarını Yunanistan makamlarına iletmiş, ancak buna da olumlu cevap alamamıştır.

    Şimdi bunlar artık geride kaldı. Önemli olan yaraların elbirliği ile sarılması ve kayıpların dayanışma içerisinde giderilmesidir. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu da yangınzedelerin yanlarında olduğunu belirtmiştir. Danışma Kurulu bir an önce yardım kampanyası başlatmalıdır! Devlet bir an önce zararları tespit etmeli ve yangınzedelere maddi destek sağlamalıdır.

    Türk şair Nazım Hikmet ne güzel yazmış:

    “En güzel dünyaları
                                   yaktık ellerimizle
    ve gözümüzde kaybettik ağlamayı.”

    Ne yazık ki, insanoğlu bu güzel dünyayı kendi elleriyle yakmaya devam ediyor ve yaşanan felaketlerden de bir türlü ders almıyor! Ancak bu direnme nereye kadar? Uzmanlara göre, iklim değişkliğinin sonuçlarını ilerleyen zamanlarda hep görmeye devam edeceğiz. Şimdi insanlar önümüzdeki kış aylarında meydana gelecek sellerle nasıl mücadele edecekler ve hangi önlemleri alacaklar, onları düşünmelidirler. Olmaz demeyin, bunlar bilim insanlarının öngörüleri ki bir bir gerçekleşmektedir. Gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.

     

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.