Türkiye – Yunanistan Görüşmeleri ve Düşündürdükleri

    Türkiye – Yunanistan Görüşmeleri ve Düşündürdükleri

     

    YORUM

    Gümülcine, 30.03.2023

    Türkiye ile Yunanistan arasında 2021 yılında başlatılan görüşmelerin 4. Ankara’da yapıldı. Toplantıda iki ülke arasında var olan klasik sorunların dışında, pozitif konularda ilerleme kaydedildiği belirtildi. İlerleme kaydedilen, hemen uygulanabilecek ve sevindirici konular arasında iki ülkenin yatırım ofisleri arasında ve küçük ve orta boy işletmeler hakkında mutabakat zaptının imzalanma aşamasına gelmiş olmasıdır. Yine iki tarafın da dünyanın sayılı turizm ülkeleri olması ve Ege Denizi gibi bir turizm cennetine sahip olmaları iki ülkeyi de harekete geçirmiş ve turizm gibi bacasız bir sanayide birleşme konusundaki komisyon çalışmaları tamamlamıştır. Toplantıda diğer önemli bir konu da Türkiye ve Yunanistan işadamlarının yolunun açıldığı yönündedir. Atina’da yapılacak toplantıda ise Ege’de “durağan” bir döneme geçme konusunda bir anlaşma üzerinde çalışılacağı belirtilmektedir.

    Bütün bunların dışında belki de biz Batı Trakya Türkleri için tarım kalkınma alanlarında yapılacak çalışmalar dikkat çekmektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı ekonomisi genelde tarıma dayalıdır. Pandemi, Ukrayna krizi ve son olarak yaşadığımız ekonomik kriz neticesinde bir çok genç köylerini terk etmekte Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde geçim sıkıntılarını aşmaya çalışmaktadırlar. Böylece Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesi nüfus olarak boşalmaya devam etmektedir. Son nüfus sayımına göre Rodop ili nüfusunun 10 bin kişi (Toplam il nüfusu 110 bin ki bunların en azından yarısını Türkler oluşturmaktadır) azaldığı düşünüldüğünde durumun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkmaktadır.

    Türkiye ve Yunanistan arasında Atina’da yapılacak toplantıda tarım ve bu alandaki kalkınmanın da masaya yatırılacak olması sevindiricidir. Türk ve Yunan işadamlarının işbirliğinden de bahsedildiğine göre demek ki bu konularda düşünceler ciddi.

    Gümülcine Sanayi Bölgesi büyüklük bakımından Yunanistan’da üçüncü sırada yer almaktadır. Ancak bir sürü fabrika binası kaderine terk edilmiş, teşviki alan işadamları bölgeyi terk etmiştir. Ne yazık burada bacası tüten 5-6 fabrika veya işyeri faaliyetlerini sürdürmektedir. Buraya yatırım yapmak isteyen Türk işadamlarının önü ise bürokratik engellerle hep kesilmekte, bunlarla baş edemeyen işletme sahipleri de yatırım yapmaktan vazgeçmektedir. Umarız ki Türk işadamlarına Karasu ile Meriç nehirleri arasında da yatırım imkanları tanınır ki zaten bölgeye şu anda yatırım yapacak başka güçlü ülke yatırımcıları bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu imkandan faydalanmak gerekir.

    Bütün bunlardan sonra Batı Trakya’nın AB’nin en geri kalmış bölgesi olduğunu da göz önünde bulundurarak, bunların acil bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Azınlık insanının coğrafyayı bir kader olarak yaşaması artık değişmelidir. Ancak ve ancak, bölgede dengeli kalkınma sayesinde fakirlik yok edilebilir. Artık eskiden uygulanan faşist ve aşırı milliyetçi programların yeni versiyonlarını aramaktan vazgeçilmeli; dengeli kalkınmayı hedef alan projeler ortaya koyulmalıdır.

    Türkiye’deki depremlerden ve Yunanistan’daki feci tren kazasından sonra 1999 yılındaki dayanışma tekrar ortaya çıktı. İki ülke arasında çeşitli sektörler arasında yeni işbirliği olanakları dillendirilmeye başlandı. Bu hiç kuşkusuz Batı Trakya Türkleri için sevindirici bir durumdur; tabii ki de bunların ne kadarının uygulanacağı da çok önemlidir.

    Türk ve Yunan işadamlarının birlikte yatırımlar yapacak olmaları, belki de bu bölgenin kalkınmasını sağlar, işsizliği önler de insanlarımız doğduğu toprakları terk etmezler.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.