İBRAM ONBAŞI

    İBRAM ONBAŞI

     

    Gümülcine, 17.03.2023

    Yıl 1915. Osmanlı için zor günler. Emperyalist devletlerin İstanbul’u ve genelde de Türkiye’yi işgal planları yavaş yavaş uygulanmaya başlıyor. Türk Milleti vatanlarını işgal etmek isteyen bu gözü dönmüş ülkelere dik duruyor ve geçit vermiyor.

    Osmanlı coğrafyasının her yeri kıpır kıpır ve herkesin aklında vatan savunmasına katılmak var. İnsanlar vatanları uğruna her şeyi göze alıyor; geride çocuklarını, eşlerini, kınalı kuzularını bir daha geri dönmemek üzere bırakarak kutsal göreve koşuyor.

    Osmanlı’nın çağrısına uyarak Gümülcine’nin Kurcalı köyünden İbram Onbaşı da hiç düşünmeden bu kutsal göreve koşuyor. Arkadaşlarıyla birlikte hemen Çanakkale’de cepheye gönderiliyor. İbram Onbaşı’nın okuması yazması olduğundan levazım bölüğünde görev veriliyor. Bir gün, iki gün derken, İbram Onbaşı’nın canı sıkılır. Arkadaşları cephede düşmanla vuruşurken kendisinin başı boş oturmasını kabullenemez. O da cepheye girmek için komutanına başvurur. “Arkadaşlarım cephede en zor şartlarda savaşırken, ben burada başı boş oturamam”, diyor. Komutan her ne kadar onun levazım bölüğünde kalmasını istese de ikna edemez. İbram Onbaşı sonuçta cephede düşmanla savaşan arkadaşlarının yanına gider. İki defa düşmana hücum yapılır, şiddetli çarpışmalar yaşanır. İbram Onbaşı yaralanır. Arkadaşlarının bir çoğunu kaybeder.

    İbram Onbaşı ve diğer arkadaşları düşmana esir düşerler ve Halep'e götürürler. Esir kampında açlık susuzluk çekerler. Hayatta kalmak için kamptaki otları yerler. Daha sonra da serbest bırakılırlar. İbram Onbaşı bir şekilde evine dönmek ister. Ancak her taraf düşmanla sarılıdır. Memleketine ulaşması imkansız hale gelir. En sonunda Bulgaristan üzerinden evine dönmeyi dener. O yıllarda Bulgaristan’daki hocalar pek meşhurdur. Bazıları Batı Trakya’nın çeşitli köylerinde görev yaparlardı. İbram Onbaşı Şumnu’dan bir hocanın yanına sığınır. Hoca İbram Onbaşı’yı yardımcısı olarak tanıtır, korur ve evine ulaşmasını sağlar.

    İbram Onbaşı 1960 yılında hastalanır, göz kapakları düşer. Çocukları hemen onu İstanbul’da yer alan Haydarpaşa Numune Hastanesine götürürler. İbram Onbaşı burada vefat eder ve Üsküdar’daki mezarlığa defnedilir. Şu ilahi kadere bakın ki, Çanakkale Cephesi’nde düşmana geçit vermeyen, sonuna kadar vatanı ve İstanbul’u koruyan bu vatanperver insanın toprağı yine Türkiye’de olur.

    İşte, ben bir yaşında iken aramızdan ayrılan İbram Onbaşı dedem İbram Baltalı idi.

    Rahmetli dedemi ve tüm Çanakkale şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyoruz.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.