2022 DÜNYA KUPASI AÇILIŞ TÖRENİ VE BİR HAFTA SONRA ZUHUR EDEN ENDİŞE

    2022 DÜNYA KUPASI AÇILIŞ TÖRENİ VE BİR HAFTA SONRA ZUHUR EDEN ENDİŞE

               Gümülcine, 28.11.2022

              FIFA  2022 Dünya Kupası Katar’ın organizatörlüğünde 20 Kasım 2022 Pazar günü Katar - Ekvator takımlarının başlama vuruşu ile başlayarak yaklaşık bir ay sürecek futbol şöleninin başlangıcı oldu. Açılışa ev sahibi ülke yetkililerinin davetli konukları da iştirak ettiler.

                Bu davetliler arasında, diğer ülkelerden davetliler olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyeti Başkanı sn Recep Tayyip ERDOĞAN ve Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sn Abdülfettah El-Sisi’de bulunuyorlardı. Bulunmaları gayet tabii idi.

                Burada haber konusu olan durum, ve ya dikkatleri üzerine çeken nokta ise her iki ülke liderinin bire-bir görüşmeleri ve tokalaşmaları oldu. Zira Sisi yönetimi, iktidarı darbe ile ele geçirişinden bu yana ilk defa karşılaşıyorlar ve tokalaşıyorlar. Yorumcular, bu buluşmanın Katar Emiri ara buluculuğu sayesinde gerçekleştiği noktasında nerede ise birleşiyor. Her kimin vesilesi ile olmuş olursa olsun bu durum bizi pek ilgilendirmiyor.

                Bizi ilgilendiren, Yunanistan kamuoyunun bu durumu daha ilk andan itibaren an-bean takip etmesi, neredeyse hiçbir anını boş geçmemesidir. Gündemi takip edenler içinse, dikkatlerden kaçmayan durum burası idi.

                Neden bu kadar yakın takip ?!

                Aradan bir hafta geçti. Atina Medyası bugün ilginç bir başlık ile olayı yeniden alevli şekilde gündeme taşıdı.

    Siz buna karın ağrısını beyan etti mi dersiniz, ağzındaki baklayı bir hafta sonra çıkardı mı dersiniz, göremediğimiz gelişmelerin korkulu rüyası ile yüzleşmelerini mi gördüler de bir anda alev topu gibi parlayıp bir hafta önceki bir tokalaşmayı ateşli şekilde gün yüzüne çıkardılar dersiniz, karar sizin.

    Atina Medyası’nın gündeme getirdiği bu olay ilginç başlıklarla aktarılmış. Ancak neredeyse bütün başlıklar bir anlamı vurguluyor. “MISIR BİZE İHANET EDER Mİ?” sorusu etrafında kümeleniyor.

    Ulusal ölçekte yayın yapan, hatta yerel bazda yayın yapan medyada da haber konusu edilmiş, gazetelerden TO VİMA Gazetesi: “ATEŞLER YAKAN TOKALAŞMA - VE MISIR YUNANİSTAN’A İHANET EDERSE”(1)   başlığını atarken, in-gr internet haber portalı da: “SİSİ - ERDOĞAN TOKALAŞMASI “ATEŞLER” YAKTI - MISIR YUNANİSTAN’A “İHANET” EDEBİLİR Mİ ?”(2) başlığını kullanmış. TA NEA(3) Gazetesi de benzer başlığı kullanmış. ETHNOS gazetesi ise daha farklı yaklaşım sergiler izlenimi veren bir haber içeriği oluşturması için: “ ERDOĞAN AKDENİZ VE ORTA DOĞU’YA YÖNELİYOR: TÜRKİYE - MISIR YAKINLAŞMASI ARDINDA NELER GİZLENİYOR”(4)  başlığı altında haberini okuyucularıyla paylaşmış.

    Fikir vermesi açısından sunulan başlıklar ana hatlarıyla böyle. Haberlerin içeriğinde ise neredeyse tüm haber kaynaklarında aynı noktalar üzerine temas edilmiş. Bir açıklama metninin haber sunumu gibi bir durum.

    Medyaya aktarılan haberin kaynağı hangi merkez olursa olsun, Atina açısından ciddi endişe verici bir durum mevcut olmalı ki; can alıcı vurgu cümlesi hep “Mısır ihanet ederse - eder mi” üzerinde kesişmiş.

    Okuyucuyu rahatlatma babından Dış İşleri ve Başbakanlık Yetkililerinden edinilen bilgi, böyle bir ihanetin vuku bulma olasılığı oldukça düşük bir ihtimal olarak değerlendirilmiş.  Zira Atina ile Kahire arasında gerçekleşen antlaşmalar sağlam temeller üzerine tesis edilmiş antlaşmalardır. Kaldı ki; diplomaside ilel-ebed düşmanlık ve ya dostluk diye bir gerçeklik asla yoktur. Ülkeler arası ilişkilerde ılımlı ortam ya da gergin ortamları oluşturan koşulların, ülkelerin menfaatleri olduğu gerçeğidir. Bu bağlamda Ankara - Kahire yakınlaşması da, ilişkiler ağının bir parçası olarak normale dönme eğilimine yönelmiştir.

    Medya durumu böyle aktarıyor.

    İyi de.

    Bir hafta önce yapılmış bir görüşmenin tokalaşma anı neden bir hafta sonra yangın alanına dönüştürülmüş bir ortam gibi alevleniverdi. Ne oldu. Biz göremiyoruz yüksek düzeydeki gelişmeleri ama panik varmışcasına bir haber bir anda gündemi kaplıyorsa, antlaşmaların akıbeti irdelenirken özellikle “ihanet” kelimesi ile vurgulanıyorsa, burada ciddi bir durum var demektir. Yoksa bu  antlaşmalar da, bir dönem “East Med” adı altında yapılan antlaşmanın akıbetine uğrama ışıkları mı belirdi ufukta. O dönem de bu antlaşma tahlil edilirken, nerede ise dünyayı kurtaran bir antlaşma olarak sunuluyordu kamuoyuna. Şimdilerde neden ondan hiç bahsedilmiyor. Dünya sahnesindeki antlaşmalar böyle vakalarla karşı karşıya kalabilir. Etkin siyasi birikime sahip idareciler buna hazırlıklı olmalıdır. Acı gelebilir belki ama bunlar da hayatın gerçeğidir.

    Bayram değil seyran değil. “İhanet” sözcüğü etrafında şekillenen haber içerikleri bizde ciddi düşünce derinliği oluşturuyor.

    Anlam doğru ise !

    Ateş olmayan yerde duman çıkmaz der atasözü.

    Saygılarımla.

    Selahattin KESİT

    Gümülcine (Komotini)

    Batı Trakya/Yunanistan

    27-Kasım-2022 Pazar

    ...........................

                   1-https://www.tovima.gr/2022/11/27/politics/i-xeirapsia-sisi-erntogan-anapse-foties-mporei-i-aigyptos-na-prodosei-tin-ellada/

                    2-https://www.in.gr/2022/11/27/politics/politiki-grammateia/xeirapsia-sisi-erntogan-anapse-foties-mporei-aigyptos-na-prodosei-tin-ellada/

                    3-https://www.tanea.gr/2022/11/27/politics/mporei-i-aigyptos-na-prodosei-tin-ellada/

                    4-https://www.ethnos.gr/World/article/234497/oerntoganepistrefeisthmesogeiokaithmesh        

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.