Sarışın mavi gözlü

    Sarışın mavi gözlü

    Gümülcine, 06.03.2022

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra binlerce insan hayatını kaybetti ve bir milyondan fazla insan da mülteci olarak Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı. Kısacası 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yüzyılımızın en büyük insanlık dramı yaşanmaya devam ediyor.

    Amerika’daki 11 Eylül saldırından sonra tüm Müslümanlar potansiyel suçlu ilan edilmiş ve İslâm gibi barış ve insan odaklı dinimiz lekelenmeye çalışılmıştı.

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra da ırkçı, milliyetçi bir tutum sergilenmekte, batı medeniyeti değerleri ayaklar altına alınmakta ve neredeyse tüm Rus halkı suçlu olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu arada da savaşla hiç ilgisi olamayan Rus sporcular, sanatçılar ve bilim insanları da işlerinden atılmakta ve uluslararası organizasyonlardan men edilmektedirler.

    Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etme girişimleri tüm hızıyla devam ediyor. 3. Dünya Savaşı söylemleri her taraftan duyulmaya devam ediyor. Hiç kuşkusuz bağımsız bir ülkenin diğer başka bir ülke tarafından işgal edilmesi kabul edilemez.

    İran’da Humeyni, iktidara geldiğinde koyulan ambargolardan sonra “Batılıların cepleri delik” demişti. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra da AB ülkeleri ve ABD tarafından Rusya’ya bir dizi ekonomik ambargo acaba ne kadar etkili olacak, onu zaman gösterecektir. Bu arada bağımsız kalan Türkiye gibi ülkeler bölgede barışın ve istikrarın sağlanması için askeri gemilere boğazları kapattı ve insani bir koridorun yolu açılmış oldu.

    Ortadoğu’dan gelen mültecilere sınırlarını açmayan AB ülkeleri ise Ukrayna durumunda mülteci alabilmek için adeta sıraya girdiler.

    Bazı ülkeler Ukrayna’dan gelen, sarışın ve mavi gözlü olmayanları kabul etmek istemeyerek ırkçı tutum izlediler.

    Macaristan, Ukrayna’dan gelen mültecileri kabul edeceğini açıkladı.

    Yunanistan, Yunan asıllı ve Ukraynalıları misafir edebileceklerini duyurdu. Devamında da Başbakan Miçotakis, mültecileri kabul etmeye hazır olduklarını açıkladı.

    AB Yüksek Temsilcisi Borell, “Bunlara göçmen demeyin, mülteci deyin” gibi deyimlere yer verdi.

    Bazı ülkeler de Ukraynalılara “Hıristiyan beyazlar” demeyi ihmal etmedi.

    Bulgaristan Başbakanı Petkov ise, “Bunlar alıştığımız mülteciler değil, Avrupalı insanlar, zeki insanlar” gibi ayrımcı ve çok dar bir tavır sergiledi.

    Almanya ilk defa savunma harcamaları için 100 milyar avro ayırdığını duyurdu. Almanya’nın sınırlarda Ukraynalı mültecilere yapılanları korkunç olarak nitelemesi, sanki diğer Avrupa ülkelerinden ayrılır niteliğindeydi.

    Yine Japonya da Ukrayna’dan mülteci kabul edebileceğini belirtti.

    Son olarak da AB noktayı koydu ve Ukrayna’dan gelecek mültecilere 12 aylık “Geçici koruma statüsü” verileceğini açıkladı.

    AB’nin “Geçici koruma statüsü” kararı tamamen bir çifte standarttan ibarettir. Ortadoğu’dan AB ülkelerine geçmeye çalışan milyonlarca mülteciyi kabul etmek istemeyen ve 5 milyon canı Türkiye’nin kucağında bırakan AB ülkeleri, Ukraynalı mültecilere gelince kabul için adeta sıraya girmektedirler. Bu gerçi insani açıdan çok çok iyi bir davranıştır, ancak keşke Ortadoğu’dan gelen mültecilere de böyle davransalardı da binlerce insan yollarda telef olmasaydı.

    Kısacası dünyada yüzyıllardan bu yana değişen bir şey olmamıştır. Bir zamanlar Afrika ülkelerini sömüren ve onların zenginlikleriyle bugünlere gelenler, yine onlara karşı bir ayırım psikolojisi içerisindeler. Çok medeni olduklarını iddia eden batılı devletler, ne yazık ki ırkçılık gibi bir kavramı hala uygulamanın utancını yaşamaktadırlar.

    İbrahim BALTALI

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.