Eğitim Özerkliğimiz Üzerine Oynanan Oyunlar

    Eğitim Özerkliğimiz Üzerine Oynanan Oyunlar

    Gümülcine, 09.11.2021.

    YORUM

    Eğitim Özerkliğimiz Üzerine Oynanan Oyunlar

    Av. Ahmet Kara – Dr. Pervin Hayrullah

    Batı Trakya Türkleri uzun yıllardır insan hak ve özgürlükleri bağlamında sıkıntılar yaşamaktadır. Hakları antlaşmalarla garanti altına alınmıştır. Bunun bilincindedirler. Bununla birlikte azınlık statüsüne geçtikleri dönemden bu yana sürekli hak gaspına, hatta temel insan haklarından mahrumiyete kadar varan muamelelere maruz kalmışlardır.

    Türk kimliğinin reddi, Türk derneklerinin kapatılması, eğitim alanında yaşanan zorluklar ve inançlarına varan müdahale.

    Batı Trakya Türkleri azınlık tarihinin başlangıcından itibaren maruz kaldıkları sistematik baskılarda zaman zaman boşluğa düşmüşler ve kendilerine hazırlanan tuzakların farkına varamamışlardır. Bunun en bariz örneği muhafazakar dindarlar ile modernistlerin çatıştırılmasıdır. Bu çatışmaların azınlık içerisine nasıl enjekte edildiği, insanların nasıl birbirine düşürülmek istendiği resmin bütününe bakılınca çok bariz anlaşılmaktadır.

    Halbuki Batı Trakya Türkeri genel yapı itibariyle muhafazakar, dil ve dinlerine sıkıca bağlı yaşayan bir topluluktur. Kelimelerin anlamını farklı algılara yol açacak şekilde yorumlayan bir anlayışın empoze ettiği çatışkılar, yıllar boyu dindar insanlar ile modern bir yaşantıyı tercih edenler arasında sistematik bir şekilde ayrışmalara, gerginliklere sebep olmuşlardır. Ne üzücüdür ki bu ayrışma ve gerginliği de yine azınlık içinden insanları vasıta olarak kullanarak çıkarmışlardır.

    Yunanlı genç akademisyen ve yazar sayın Hristos İliadis “Trakya Tehdit Altında” isimli kitabında bu konulara çok ayrıntılı bir şekilde değinmiştir. Azınlığın ilk dönemlerinde bu konuda öne çıkan isimler Başmüfettiş Papaevgeniou ve Müfettiş Minaidis isimleridir. İkisinin de mübadele ile Batı Trakya’ya yerleşmiş olması ve Türk diline son derece hakim olmaları düşündürücüdür. Azınlık içerisinde zaman zaman kullanmış oldukları ifadeler eski öğretmenler vasıtasıyla bugüne aktarılmıştır. Nasıl bir ayrıştırmaya sebebiyet verdikleri, dindar ve modernist insanların duygularını nasıl yönettikleri ve bunun etkilerinin bugüne hala yansıyor oluşu üzerinde çok dikkatli düşünülmesi gereken bir olgudur.

    Batı Trakya Türklerinin hakları peyderpey ellerinden alınmaktadır. Bu yapılırken de maalesef yine azınlık insanı kullanılmaktadır. Eğitim konusunda, din özgürlüğünde ve daha nice azınlık meselesinde durum çok da birbirinden farklı değildir.

    Son zamanlarda “azınlık okulları kötü okuldur” algısı yaratılmakta ve de durmadan bu konu azınlık insanına işlenmektedir. “Sizin çocuğunuz çok zeki, azınlık okulunda heba etmeyin” gibi cümlelere kanan azınlık aydını yarın gördüğü rüyadan uyandığında çocuğunun elinden kayıp gittiğini görecektir. Aksi durum istisna olur. Son dönemde yine azınlık gündemini meşgul eden bir başka çok önemli konu ise “Cuma namazı” meselesi. Azınlık okullarında çocukların Cuma namazına katılmalarının izne bağlanması. Bu tamamen bir hak gaspıdır. Bunu iki saat ders kaybı gibi empoze eden yetkililer yarın bir başka özerk alana daha müdahale edeceklerdir. Eğer “Cuma namazı” saati ders kaybı ise bunu azınlık okullarında “Üç Azizler” gününü ya da “Paskalya” veya “Noel” yortusunu kaldırarak telafi edebilirler. Eğer azınlığa iyi muamele, hakları çerçevesinde muamele etmek isterse sevgili eğitim müdürleri, bakanlık yetkilileri Türk azınlığının dilsel ve dini birliğini bölerek değil haklarına tam anlamıyla saygı duyarak bunu yapabilirler. Türk azınlığın hukuki özerkliğine, eğitim ve din özgürlüğüne müdahale kabul edilemez.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.