T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran: “Soydaşlarımızın derdi bizim derdimiz”

    T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran: “Soydaşlarımızın derdi bizim derdimiz”

    Gümülcine, 05.05.2021.

    T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’ın Selanik’ten sonraki Batı Trakya ziyareti bugün Gümülcine’yle başladı. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın kurum ve kuruluş başkanları ve müftüleriyle Gümülcine Başkonsolosluğunda görüşen Kıran, akşam saatlerinde de azınlık basını temsilcileriyle bir araya geldi. Kıran’a T.C. Atina Büyükelçisi Burak Özügergin ve T.C. Muavin Konsolosu Subutay Koç eşlik etti.

    Yunanistan’a yaptığı ziyaretin dün Selanik’ten başladığını, Atatürk Evi’ni, tarihi camileri ziyaret ettiğini belirten Kıran’ın “Soydaşlarımızın derdi bizim derdimiz” sözleri dikkat çekti.

    Kıran’ın konuşmasının tamamını aşağıda okuyabilirsiniz:

    "Ramazan ayı vesilesiyle Yunanistan’daki soydaşlarımızla bir araya gelmek hasret gidermek, dertleşmek üzere Selanik ve Batı Trakya ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. Ziyaretimize Selanik’ten başladık. Oradaki soydaşlarımızla bir araya geldikten sonra Gümülcine’deki temaslarımıza başladık. Programımıza başlarken Türkiye’den üzerimizde 84 milyon vatandaşımızla birlikte sayın bakanımızın ve Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın buradaki soydaşlarımıza selamlarını ve muhabbetlerini ilettik. Soydaşlarımız da bunu büyük bir gönüldaşlıkla kabul ederek, bundan duydukları mutlulukları bizlere ifade ettiler. Ziyaretimize Selanik’ten başladık. Atatürk Evi’ni ziyaret ettikten sonra soydaş topluluğumuzun temsilcileriyle kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunduk. Sorunları dinledik, bu sorunların nasıl çözülebileceğine dair istişarelerde bulunduk.

    “O ESKİ SELANİK FOTOĞRAFLARINDA MİNARELERİN SELANİK’İ NASIL SÜSLEDİĞİNİ DE GÖRDÜM”

    Ardından Selanik’te ecdad yadigarı eserlerimizden Hamidiye Camii olarak da bilinen Yeni Camii’yi ziyaret ettik. Bu ziyaret sırasında çok farklı duygular yaşadık. Bunun yanında Selanik ve çevresindeki soydaşlarımızın bölgede Osmanlı döneminden kalma bir çok camii bulunmasına rağmen bayramlarda bile ibadete açık camilerin olmaması bizleri gerçekten üzüyor. Bu konuyu her zaman Yunanistan ile temaslarımızda en üst düzeyde gündeme getiriyoruz ve gündeme getirmeye de devam edeceğiz. Hatta ziyaretimiz sırasında eski Selanik fotoğraflarını gördük. O eski Selanik fotoğraflarında minarelerin Selanik’i nasıl süslediğini de gördüm. Ama bugün Selanik’e baktığımda maalesef o minarelerin yok olduğuna, kaybolduğuna şahitlik ettik.

    “SOYDAŞLARIMIZIN İBADETLERİNİ YERİNE GETİREBİLMELERİ İÇİN HAK VE MENFAATLERİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

    21 yüzyılda bir Avrupa Birliği ülkesinde soydaşlarımızın ibadetlerini yerine getiremiyor olması, istisnai durumlar olmakla birlikte hala ibadetlerini yerine getirebilecek camilerin olmaması gerçekten bizleri üzüyor ve üzmeye de devam edecek. Bunun çözümü için bütün çabamız Avrupa’nın da Yunanistan’a bu konuda çağrıda bulunmasıdır. Türkiye olarak soydaşlarımızın ibadetlerini yerine getirebilmeleri için hak ve menfaatlerinin takipçisi olacağız. Bu üzüntü verici durumun ortadan kaldırılması için takipçisi olacağız.

    Selanik’teki programımızı tamamladıktan sonra Gümülcine’ye geldik. Gümülcine Başkonsolosluğunda Danışma Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile bir araya geldik. Batı Trakya Türk Azınlığının sorunlarını ve beklentilerini dinledik, birlikte yapabileceklerimizi ele aldık. Daha sonra Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi, Gümülcine Türk Gençler Birliği, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği yöneticileriyle görüşerek Azınlığın sorunlarını ele aldık. Önümüzdeki döneme ilişkin atılabilecek adımları değerlendirdik. Bu görüşmelerimiz son derece yapıcı ve verimli oldu. Bu vesileyle kendilerine de buradan çok teşekkür ederim.

    Yarında temaslarımıza devam edeceğiz. Bunun yanı sıra kimliğini ve dinini korumak için mücadelesinden hiç vazgeçmeyen merhum Dr. Sadık Ahmet’in mezarını ziyaret edip dua edeceğiz. Yine aynı şekilde azınlığı temsil eden soydaş siyasetçilerle ve azınlık toplumunun her kesiminden soydaşlarımızla temaslarda bulunmaya devam edeceğiz. Azınlığın eğitiminden, etnik kimliğinin inkarına, din özgürlüğünden vakıf mallarının idaresine kadar bir çok alanda karşılaştığı sorunlar üzerinde duracağız.

    “BİZ HEM RUM ORTODOKS AZINLIĞINI HEM DE BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞINI İKİ ÜLKE ARASINDAKİ KÖPRÜLER OLARAK GÖRÜYORUZ”

    Maalesef eğitim konusunda yaşanan sorunlardan bir tanesi burada okul sayısının her geçen gün düşmesi. Encümen seçimi sekiz kez ertelendi. Azınlık mensuplarımızın ibadetlerini yerine getirmede önündeki sorunlar devam ediyor. Bütün bu konuları bugün ve yarınki temaslarımızda ele almaya devam edeceğiz. Biliyorsunuz, Batı Trakya Türk Azınlığının statüsü Lozan Barış Antlaşması’nda belirlenmiştir. Azınlığın eğitim ve diğer alandaki özerkliği bu antlaşma ve diğer uluslar arası antlaşmalarla garanti altına alınmıştır. Biz ülkemizdeki hem Rum Ortodoks Azınlığını hem de Batı Trakya Türk Azınlığını iki ülke arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunacak köprüler olarak görüyoruz. Rum Azınlığın talep ve beklentilerine de kadim medeniyetimizin karakterine tarihine yaraşır şekilde hoşgörü ve hukuk temelinde yaklaşıyoruz. Bu konuda en ufak bir özgüven eksikliğimiz yok. Türkiye’de yaşayan Azınlıklar bizatihi ülkemizin bu konuda ve sayın Cumhurbaşkanımızın attığı adımlara kendileri ne kadar müteşekkil olduklarını onlar da ifade ediyorlar. Bu da bizleri memnun ediyor. Bu açıklamalardan Yunanlı dostlarımızın da gerekli mesajı almaları ve buradaki Azınlığın da Türkiye’deki Azınlıklar gibi hak ve menfaatlerinin takipçisi olabilmeleri ve insanoğluna yakışır şekilde önünün açacak adımlar atılması konusunda gerekli mesajların alınmasını temenni ediyoruz. Yunanistan’dan da Batı Trakya Türk Azınlığına karşı benzer bir yaklaşımı görmeyi arzu ediyoruz. Etnik kimliğinin inkarı, özgürlüklerin türlü bahanelerle kısıtlanması maalesef ikili ilişkilerimizi de olumsuz etkiliyor.

    Şu bilinmelidir ki; Soydaşlarımızın huzur ve refahı arttıkça ikili ilişkilere olumlu yansımalarını da görmeye başlayacağız. O yüzden bu meseleleri geride bırakıp, Türkiye ve Yunanistan olarak pozitif bir gündemle aramızdaki ilişkileri bu mihvalde ilerletme konusunda biz gerekli iradeye sahibiz. Biz Türkiye olarak bu konuda her zaman diplomasiden, diyalogdan ve sorunları çözme konusundaki kararlılığı gösteren taraf olmaktan memnunuz, mutluyuz ve mutlu olmaya da devam edeceğiz.

    “YUNANİSTAN’IN ATACAĞI HER TÜRLÜ ADIMI GÜÇLÜ ŞEKİLDE DESTEKLEYECEĞİZ”

    Sorunları çözmenin en önemli yolu, diplomasi ve diyalogdur. Bu konuda Yunanistan’ın atacağı her türlü adımı güçlü şekilde destekleyeceğiz. Ancak Azınlığın sahip olduğu hakların çiğnenmense aşındırılmaya çalışılmasına sessiz kalmamızı da kimse beklememelidir. Azınlığın haklarını korumak için ikili düzeyde de ve uluslar arası platformlarda sesimizi yükseltmeye, girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz.

    Gümülcine’deki temaslarımızın ardından yarın İskeçe’yi ziyaret edeceğim. Bu vesileyle özellikle ciddi sıkıntılar çeken İskeçe Azınlık Ortaokul ve Lisesi’ne giderek incelemelerde bulunacağım. Daha sonra karayoluyla Türkiye’ye geçerken Dimetoka’daki Çelebi Sultan Camiisini görmeyi planlıyorum. Restorasyon sırasında çıkan bir yangın sebebiyle camide büyük bir tahribata yol açtı. Bu yangından üzerinden geçen süre zarfında sahadaki durumu bizzat görmüş olacağım.

    Bu ziyaretlerimizde soydaşlarımızın büyük bir hüsnü kabulü var. Bizler de aynı heyecanı, aynı duyguyu yaşıyoruz. Özellikle Ramazan içerisinde soydaşlarımızla birlikte bu sevinci yaşamak bizleri de ziyadesiyle mutlu etti. Soydaşlarımızın da aynı şekilde bu ziyaretten mutlu olduklarını görmek bizlere ayrıca memnuniyet verdi.

    “SOYDAŞLARIMIZIN DERDİ, BİZİM DERDİMİZDİR. TÜRK AZINLIĞININ SORUNLARININ TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    Hiç şüphe yok ki soydaşlarımızın derdi, bizim derdimizdir. Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımız 67 yıl aradan sonra 2017 yılında bu bölgeyi ziyaret eden ilk Cumhurbaşkanı oldu. Bu ziyaret esasen soydaşlarımız için ve buradaki meseleler açısından da önemli bir milad oldu. Türkiye Cumhuriyeti olarak en üst düzeyde soydaşlarımızla olan kader birlikteliğimiz burada Cumhurbaşkanımızın ziyareti vesilesiyle de resmedilmiş oldu. Her zaman Batı Trakya Türk Azınlığının sorunlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz. Aynı özgüvenli yaklaşımı Yunanistan’dan da beklemeye devam edeceğiz. Biz şuna inanıyoruz; Kendi dininden şüphesi olmayanın din özgürlüğüyle hiçbir problemi olmaz. Kendi düşüncelerinden emin olanların düşünce özgürlüğüne hiçbir şekilde karşı duruşun sözkonusu olamaz. Aynı durum etnik kimlikle ilgili de geçerlidir. Kendi etnik kimliğiyle problemi olmayan bir ülkenin başkalarının etnik kimliğiyle de problemi olmaması gerekir. Buna inanıyoruz. Batı Trakya Türk Azınlığının meseleleriyle ilgili önümüzdeki dönemde Yunan makamlarının Türkiye ile soydaşlarımızla işbirliği halinde bu meselelerin çözme konusunda adım atacağına inanıyoruz. Bunu bekliyoruz."

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.