“Diktatör Franko’ya, İspanya’da ‘halkı nasıl idare ettiği’ sorulduğunda verdiği cevap: ‘fado, fiesta, futbol’. Yani müzik, eğlence ve futbol. Devamla Franko’nun “onları yüz binlik beşiklerde uyuttuğu” anlatılır.
Evet, spor ve futbol gerekli bir uğraştır. Batı Trakya Türklerinde de bugün bir çok amatör futbol takımının kurulması bu spora karşı olan sevgiyi göstermektedir. Gençler futbol sayesinde enerjilerini boşlatmakta ve ne yazık ki başka alanlarda çalışma yapmaya zamanları ve enerjileri kalmamaktadır.
Önemli olan sporla birlikte bizleri ayakta tutan kültürümüzü de yaşatmaktır. Bir tarafa verilen ağırlık ve özellikle bu futboldan yana olduğunda denge bozulmaktadır. Spor derneklerimizin isimlerinde “kültür” kelimesinin de bulunması gerçekte bunların bu alanla da ilgilenebileceklerini göstermektedir; en azından yasal olarak bu imkana sahip olmaktadırlar. Ancak uygulamada spor derneklerimizin kültürle hiç ilgilenmediklerini görmekteyiz.
Spor ve kültür alanına verilen destek yerel yönetimler alanında da dengesizlikler göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde Kozlukebir belediyesi “Toplumsal Hareket” grubu belediyenin futbol kulüplerine ve kültür derneklerine 2011’de yapmayı vaat ettiği rakamları yayınladı. Burada da görüyoruz ki kültür ikinci plana itilmiş. Örneğin bir futbol kulübüne yılda 2.500 avro verilirken, kültür derneğine gelindiğinde bu rakam sadece 710 avroya düşmektedir!
Bizde belki Franco’nun milyonları bulan nüfusu yok. Ancak küçük bir Azınlık toplumu olarak pek de onlardan farkımız yok gibi! Örneğin yozlaşma her yerde kendini göstermektedir. Kendimize özgü bir müziğimiz henüz ne yazık ki oluşamadı. Eğlence dendiğinde ise köy meydanlarına getirilen müzik aletleri eşliğinde eğlenmeye çalışan gençlerimiz aklımıza geliyor. Futbolda da durum farklı değil. Futbol, ne yazık ki bir avuç toplumda kültürel çalışmalarımızın önüne bir set gibi dikilmeye başladı. Gençler ne yazık ki futboldan vakit bulup kültürel çalışmalara zaman ayıramıyor.
Spor ve kültürümüzün yaşatılması konusunda herkese büyük görevler düşmektedir. Bugün her köyümüzde bir futbol sahamız varsa, her köyümüzde de bir gençlik odamız ve kütüphanemiz olmalıdır. Belediyelerimiz kültürel faaliyetlere daha fazla kaynak ayırmalıdırlar.
Burada yeri gelmişken bir kez daha sormak lazım. Domruköy (Dokos) futbol sahası yanında spor salonu olacağı söylenen bina acaba kimin idaresinde? Devletin parası bu kadar mı çarçur edilir! Bina neredeyse eskiyecek ve hala açılışı yapılamadı! Kozlukebir belediyesi bu işin peşinden gitmeli ve binanın açılması konusunda yetkilileri uyarmalıdır.
Deveye sırtın neden eğri diye sormuşlar, o da nerem doğru ki demiş! İşte bizde de sorunlar böyle. Ama ne yazık ki bizde de Franco misaliyle sorunlarımızı unutturmaya çalışanlar var!